29 Temmuz 2013 Pazartesi

VİYANA'DA SAĞANAK YAZ

"Ayyy İnşallah hasta olmaz oralarda...."
"Kalın kıyafetlerini de alın!"
"Mamaları tamam mı?"
"Anneeeee...Hergün için beş tane bez alsam yeter mi İrem'e?"

Bizim kız gezmeyi çok sevecek diye konuşuyoruz aramızda..7. ayında ikinci tatiline gidiyor küçük hanım:))
Kendimize tayin öncesi küçük bir mola verdik, Viyana kapılarına dayandık:)))

İlk önce pasaport işlemleri için fotoğrafçının yolunu tuttuk. İremkız biyometrik fotoğraf çektirecek. Fotoğrafçının döner sandalyesine oturttuk küçük hanımı, ben yere çömeldim belinden tuttum. Bizimki şaşkın ama objektiflere alışkın fotoğrafçıdan gözünü ayırmıyor "Aferin kızıma!" demeye kalmadan şak şak şak birbiri ardına çekildi resimler. "Benim için yeterli" dedi fotoğrafçı..10 dakika sonra fotoğrafımızı aldık. Torba yanaklar, küçücük ağız ve gerçekten komik bakışlar...
Emniyette sisteme tarattılar fotoğrafı bayan memur gülmeye başladı. "Bu resmi nasıl yakaladınız allahaşkına sistem %92 biyometrik verdi" dedi:))))

Yurtdışına çıkış işlemleri tamamlandıktan sonra sıra geldi doktorumuzla görüşmeye... Giderken bize prebiyotik verdi. Hava değişimlerinde ishal görülebiliyormuş her gün bir tane içilecekmiş.

En son ve en zor olanıysa valiz hazırlamaktı. İremkız'a kıyafetleri için küçük tekerlekli bir valiz, uçakta da lazım olacağından battaniyeleri için bir torba ve su kapları tülbentleri, maması, yedek kıyafetleri oyuncakları için de bir sırt çantası aldık:))) Kendi valilerimize paylaştırdığımız kavanoz mamalarını, bebek arabasını da sayarsak epey yüklü gittik diyebilirim.

Tatilin ilk günü şortlarımızı sandaletlerimizi giysek de sonraki günler hep yağmur vardı. Hele ikinci günümüzde tam bir "sağanak yaz" yaşadık ki konu başlığımız da bu oldu. İremkız büyüdüğünde ona anlatılacak en renkli Viyana anektodu şöyle:

Ben ilk günün güneşine aldanıp terliklerle çıkmışım. Yağmurluğumu da getirmeyi unutmuşum zaten. "O kadar da çok yağmaz diyorum, sonuçta yaz yağmuru..." Der misin öyle, daha metrodan inmeden yağmura yakalanıyoruz. Ama ne yağmak...Güç bela bir kafeye atıyoruz kendimizi. Bekle bekle bir türlü yağmur dinmez.
"Anne" diyorum "bu böyle olmaz.
"Gel bir yağmurluk bakalım."
İremkızı da alıyoruz yanımıza.... Ağlarsa babası bakamayabilir...Kardeşimle eşim kafede kalıp gezi programını yapadursunlar biz bebek arabasının yağmurluğunu örtüp atıyoruz kendimizi Viyana sokaklarına...
Hikaye böyle başlıyor. Önce biraz dolaşıyoruz belki buluruz bir yer diye ama yokk. Sora sora ilerliyoruz. Bardaktan boşanırcasına yağmak neymiş onu da görüyoruz:))) İremkızınsa keyfi gıcır sokakları seyrederek uykuya dalıyor.

Güç bela bir yağmurluk bir de ayakkabı alıyoruz bana.
"Ayy bir de beğenemiyorsun" diyor annem. "Sırılsıklam olduk zaten!" Haklı...Vaktimizi alışverişle harcamak istemiyoruz. Bir an önce gezmeye başlamalıyız.
"Ohhh tamam hadi artık dönebiliriz" diyoruz.
Dönemiyoruz.
"Benim yol boyunca attığım ekmekleri kuşlar mı yedi anne?"
"Ne ekmeği be?"
"Aklımda tuttuğum yerleri diyorum...Hiçbirini göremiyorum"
"Ben de"
Ee Uzay Çağı'nda gps kullanıyor insanlar...
Eşimi arıyoruz sokak ismini yazıyor google map'e...O bizi buluyor. Biz de bir Türk Pastanesi bulup içeri giriyoruz çünkü İremkız ağlamaya başladı artık, altını kirletmiş. Biz iremkızın altını değiştirip mamasını yedirirken sırılsıklam biri daha giriyor içeri(eşim). Sonra hep beraber bir taksiye binip kafemize dönüyoruz. Yol boyunca söyleniyor eşim.
"Yani" diyor,
"800 m kalmış nasıl kayboluyorsunuz anlamıyorum."
"Kadınları yalnız bırakmayacaksın" diye de ekliyor. Bütün kadınlar da nasibini almış oluyor bu paparadan:)))))))
İremkız da ayakabısının tekini düşürmüş. Böylece pabucunu Viyana'ya atmış oluyoruz. Bundan sonra da bol bol gezsin inşallah!
Bebekle tatil nasıl oluyor diye soran arkadaşlarımız oldu. Efendim notlar şöyle:

Herşeyden önce lojistik destek şart! Sadece anne baba olmuyor. Anneanne candır! Başınız sıkıştığında bebeğinizle oynayabilecek, size havaalanı,restoran,metro istasyonları gibi önemli yerlerde yardımcı olacak bir kardeşiniz de varsa tatil tatil oluyor doğrusu:)))))
Bebek mamalarınızı da mutlaka alın çünkü orada bulduğunuz mamaların tadını beğenmeyebiliyorlar.

Bebeğiniz emeklemeye başlamadan ya da en kötü ihtimalle yürümeye başlamadan tatile çıkmanızı tavsiye ederim. Aksi halde bebek arabasında sıkılacağından sizi zor durumda bırakabilir.
İremkız tam 7 aylık olduğunda emeklemeye başladı. 4 ayak üstünde gitmiyor, asker gibi sürünerek ilerliyor ama oldukça hızlı. Biz tatildeyken emeklemeye daha yeni başlamıştı o yüzden sıkıntı çekmedik.
Tatil planı ve yolculuk biraz meşakkatli ama size güzel hatıralar kalıyor.

Sevgiyle....


Pabucumu Viyana'ya attılar:)))))))))))))))))