25 Ağustos 2013 Pazar

BÜYÜK TAARUZ


               Yıl 2007.. Haziran ayı..Nikah günü almak için Beşiktaş evlendirme Dairesi'ne geliyoruz.
Müstakbel eşim üniformalı..Hava sıcak....
Kapıdan içeri girerken istediğimiz tarih ve saat uyacak mı diye merak ediyoruz.
Görevli bayan bizi nikah memuruna yönlendiriyor. Teşbihte hata olmaz derler, nikah memuru hanım az önce ayağı kaymış da boya küpüne düşmüş gibi; yüzündeki makyajdan teninin rengini seçmek zor. Ama gileryüzlü...Hafif şehla bakışlarını üzerimizde gezdirdikten sonra arzu ettiğimiz gün ve saati soruyor.
"26 Ağustos" diyoruz.
"Bakalım..,Saat kaç istiyorsunuz?"
"Mümkünse son nikah saati ya da biraz öncesi"
Ajandasını açıyor...Aman Allah'ım tek satır bile boşluk yok...Eşimle birbirimize bakıyoruz. Randevuların kimi kurşun kalemle kimi tükenmez kalemle yazılmış. Belli ki değiştirmek mümkün.
"26 Ağustos bizim için önemli" diyor Hüseyin.
"Hah ben de onu soracaktım. Neden önemli bakalım delikanlı?"
"26 Ağustos Büyük Taaruz'un başlangıcıdır. Bu tarihten sonra ülkenin kaderi değişmiştir. Bu da bizim kişisel tarihimiz."
Gülümsüyor kadın..."Öyleyse..." diyor masasının üzerindeki silgiye uzanırken..."26 Ağustos saat 16.40 sizindir! hayırlı olsun!" Ve o saatte yazan randevuyu silip bizim ismimizi tükenmez kalemle yazıyor.
Böylece eşim kişisel tarihimize gerçek bir mim koymuş oluyor:)))))

Evet, 26 Ağustos bizim evlilik yıldönümümüz...Türk Yıldızları yarın sabah gökyüzüne bizim için kocaman bir kalp çizseydi ne güzel olurdu...Bir gün kızım soracak "anne babam sana nasıl evlenme teklif etti?" diye...Öyle ya madem evlilik yıldönümümüz, bunu da tarihimize ben not düşeyim:

2002...Eşimle tanışalı daha birkaç ay olmuş...Ağzımız kulaklarımızda dolaştığımız dönemler...Ben şiir arşivimi yapmaya başlamışım...Her sabah cep telefonunda yeni bir şiirle uyanıyor. Bir gün gelip bana "Biliyor musun?" dedi. "Biz seninle evleniceğiz."
"Aaaaa?"dedim. "Nerden biliyorsun?"
"Hissediyorum"
"Hmmmm....Ne zaman peki?" diye sordum. İçimden de şiirler fazla kaçtı herhalde diyorum.
"2007'de" dedi...Güldüm...
Evlendik...2007'de ve ben başka bir evlilik teklifi almadım. Gerçekten!!!!...Yalnızca iki yıl öncesinde "Hazır mısın?" diye sordu...Hazırdım:)))))

Bütün bu anların bir şahidi daha var. O hem bu anektodları hatırlar hem de eşime evlilik yıldönümü hediyesi bu nihavend eseri çoook güzel okur...selam olsun:)))
"GÜZEL BİR GÖZ BENİ ATTI
BU DERİN SEVDAYA
BENZİYOR ŞİMDİ BENİM ÖMRÜM
UZUN RÜYAYA...."


22 Ağustos 2013 Perşembe

EZİLDİK BÜZÜLDÜK İKİ DUVARA DİZİLDİK

Ankara'ya yolculuk arifesinde kendimize bir eğlence arıyorduk. Birdenbire "şu kıza bir diş buğdayı yapsaydık gitmeden" deyiverdi annem...
Dişi daha çıkmadı ama olsun! Ne fark eder ki çıkacak nasıl olsa! Hem beyaz beyaz da görünüyor
zaten:)
Eh hadi o zaman...Hazırlıklar başlasın!

Buğdayları geceden ıslatıp haşlıyorsunuz. Biraz şekerle karıştırıp bir buğday aşı yapıyorsunuz. Süslemeler tamamen yaratıcılığınıza kalmış.


Bizim buğday aşımız böyleydi...Süslemede jelibon ve nar kullandık:) 

Buğday şekil itibarıyla dişe benzediği için kullanılmış olsa gerek. Biz kuruttuğumuz buğdaylardan bir de kolye yaptık İrem'e. 

Nazar boncuğunun her iki yanındaki 16'şar buğday tanesi 32 dişi temsil ediyor:) İnci gibi dişleri olsun inşallah kızımın!
Birkaç davetlimiz ve annemin yöresel tatlarından oluşan nefis bir soframız vardı.
Kızım hazırlıklar esnasında bize yardım bile etti...Hatta börekleri İrem pişirdi:)


İşte diş buğdayımızdan kareler




7 Ağustos 2013 Çarşamba

İREM'DEN SEÇMELER

 6. AY...Ayaklarımızı yemeğe başladığımız ilk günler
 6. AY....Düşünüyoruz...Acaba gözler mavi mi olacak yeşil mi?
 7. AY....İlk deniz keyfi (Kabatepe/Eceabat)
 7.AY....Şaşkın bakışlar
 7. AY....Mamayı beklerken
 7. AY....Bayramlıklarımızı erkenden almıştık
 7. AY.....Her akşam kafede oturup temiz hava almadan olmaz
8. AY.....Uğraştık ama ağlamadan denize sokmayı başardık