21 Ağustos 2015 Cuma

EĞİTİMCİ OLMAK KENDİNİ EĞİTMEKLE BAŞLAR

Öncelikle merhaba...
Epey dolu bir başlık yazdım bakalım içeriğini de doldurabilecek miyim? 

Yıllar sonra pedagojik formasyon belgemi aldım. Çok mutluyum:) Eskişehir'e tekrar görüşmek dileğiyle veda ettim, geldim. 


Anadolu Üniversitesi


Şimdi sırada gerçekten eğitimci olmak olabilmek var.

Bunun için içeride attım ilk adımı: Ailede!

Şu ana kadar okuduğum en iyi kişisel gelişim kitabı diyebilirim Birsen Özkan'ın kitabı için..Yabancıların yazdığı bu tarz kitaplardan da okuyup beğendiklerim var elbette ama onlarda bir süre sonra kültürel tıkanıklık oluyor, özellikle yaşanmış örneklerine uyum sağlamak gerçekten zor. Tabi bu benim görüşüm yine de Türk psikolog ve pedagogların daha çok yazması taraftarıyım.

Kitabı henüz bitirmedim ama yazılan teknikleri keyifle uyguluyorum. İrem'le iletişimimiz gerçekten farklı bir boyut kazandı. Tavsiye ederim.

Gelelim İrem kızın bu aralar nelerle meşgul olduğuna...
Tuvalaet eğitimimiz başarıyla tamamlandı. İlk on gün zordu sonrası gerçek bir rahatlık:) ilk bir hafta gece uyuduktan sonra bezlemiştim. Sonra bezlemeyi kestim. Bu kendiliğinden gelişti aslında. Geceleri uyanmazdı, şimdi hemen her gece yatağından kalkıp beni arıyor. Ya yanına gidiyorum ya da onu yanımıza alıyorum. Eh bu arada tuvalete uğruyoruz tabi:) Zaten artık alıştırma külodu bile giymek istemiyor. "Rahatsız ediyor bunlar beni"diyor.  Bugün 16 gün oldu başlayalı ve artık rahatız. Parkta oynarken bile unutmayıp "tuvaletim geldi" diyebiliyor.

Annemler kısa bir süreliğine ziyarete gelmişlerdi. Ankara kazan biz kepçe dolaşıp alışveriş yaptık. Nedeni bir başka yazıda:) Bizi bekleyen çok önemli bir gün var! Bu alışveriş günlerinde İrem sadece bir gün sorunsuz dolaştı bizimle onun dışında tam gaz yaramazdı:)

Nihayet Ankara'da bir çocuk kuaförü bulduk ve gittik. Galiba İrem'in saçları uzunca bir zaman daha kısa kalacak çünkü bütün yaz toka takmayı reddedip sonra da "uuuufff bunlar niye gözüme geliyo yaaa gelmesinler" diye ağladı. Şimdi o da rahat ben de:)


Sanırım sıra ben ne yapıyorum konusuna geldi. Bir an nasıl bağlayacağım diye düşündüm yazıyı. Bazen arkadaşlarım "Ne güzel yazıyorsun Nalan" diyorlar heyecanlanıyorum:) Kendimi illa da beğendirmek gibi bir kaygım yok ama yine de beğenenleri yanıltmak istemem:)

Ben hem akademik hem sosyal-kültürel olarak bir eğitimci olmaya çalışıyorum. Sevdim bu mesleği! Başlarken acabalarım vardı şimdi onlar çok geride kaldı. Nereden nereye geldim. Benim de bir başucu kitabım var artık bu yıl da gece gündüz ona çalışmakla geçecek:)


Çalışmak... Çalışmak..... Çalışmak.... 2015'i en iyi özetleyen kelime...
Karşılığını almak dileğiyle....


15 Ağustos 2015 Cumartesi

HAYAT AKIYOR-MUŞ

Kpss bitti... Kaldım mı tek başıma:) Offf nasıl bir sene geçirmişim ben böyle...
Emeğimizin karşılığını alabilecek miyiz yoksa daha emek vermek gerekecek mi onu göreceğiz artık! Ama kpss gerçekten o kadar yordu ki beni şu an ne yapsam yorulmuyorum diyebilirim:)

Hayat kolay geliyor yani...Üstelik kapıdan dışarı burnumu uzatmadan çalıştığım tüm günlerin de acısını çıkartasım var. Yalnız her şeyden önemlisi kafamda yeni fikirler var: Yazmam lazım...Yoksa enerjimi atamam. Evde temizlik ve yemek yaparak da ziyan edemeyeceğim enerjimi çünkü bir şey kazandırdı bu geçtiğimiz sene bana o da şu ki eskiden ciddiye aldığımız şeyler teferruatmış!:)

Haftalarca uyku sorunuyla mücadele ettim. Hala da ediyorum. Geceleri herkes uyuduktan sonra çalışmaya alışmış bünyem geceleri uyumayı kaldıramıyor:)
Şimdilik biraz destek alıyorum. Düzenli değil ama bu günden itibaren düzenli alacağim yoksa gün içinde enerjim düşüyor. Biraz da kendime bakmam lazım. Zira ne olursa olsun hayat güzel be!

Bugün kavurucu sıcağa aldırmadan Bahçelievler'e gittik. Şöyle bir turladık sıcakta fazla dolaşmak mümkün olmuyor. Yemeğimizi Mc Donalds'da yedik. Oyun parkı olan bir yer bulmak şart yoksa İrem kızı tutmamız imkansız...
Yemekten sonra sanki çok hafif bir öğün olmuş gibi(!) üstüne de oranın meşhur dondurmacısından dondurma alıp parka gittik...Hayat İrem'e güzel valla gönlünce oynadı bir de arkadaş buldu biz de bankta oturup sohbet ettik eşimle...
Nihayet İrem'e çok fazla müdahale etmeden parkta öylece oturacağımız günlere gelmişiz, şahane!

Eve gelince yine ben hariç herkes uyudu:) Ben de fırsat bu fırsat blog  yazayım dedim. Akşamüstü piknik planım vardı aslında ama burada hava patlamak üzere malesef...Hemen parlak bir ev eğlencesi bulmam lazım.

Hayat akıyor...Gerçekten...Her ne yapıyorsanız keyifle yapın. Ben öyle yapıyorum artık.
Sevgiler...

İrem kız bugün 33. ayını doldurdu:)





12 Ağustos 2015 Çarşamba

Tuvalete gidiyoruz

Bugün önemli bir gündü İrem kız için...Artık büyüdü ve kreşe başlama zamanı geldi.  Bugün okulunu ziyaret edip başvurusunu yaptık:)
Bizim başlamasını istediğimiz kreşte tuvalet eğitimini almış olma şartı var. Gerçi bizim de artık zamanımız gelmişti. Birkaç gün sonra 33. ayımızı dolduruyoruz.

Başlamadan önce tuvalet eğitimi benim için en can sıkıcı konuydu. Evde sorun yok ama dışarıda tuvaleti kullanırken nasıl olur nasıl yaparız hep aklımı kurcalıyordu. Ama kaçış yokk bezleri atacaktık elbette!

Her çocuğun tepkisi tavrı farklı olduğu için tuvalet eğitimi de her çocuk için bambaşka bir süreç bambaşka bir serüven:) Biz İrem'e 2 yaşına gelmeden lazımlık almıştık. Ara sıra bezli hatta bezsiz oturtup tuvaletini buraya yapacağını anlatıyorduk. Oyuncak hayvanlara çiş yaptırmak ya da sizinle birlikte tuvalette vakit geçirmesine izin vermek bu eğitimi çocuk için bir korku olmaktan çıkarıyor diye düşünüyorum. Bahar aylarında bir denememiz olmuştu hatta! Ama başlarda altını çok sık ıslattığı için hasta olmasından korkup hemen o gün vazgeçmiş bezini tekrar takmıştık. Şimdi düşününce iyi de yapmışım diyorum çünkü tuvalet eğitimi bizim için pek de zor bir süreç olmadı. Darısı tüm anne babaların başına!

İlk gün çok yorucuydu neredeyse 15 dakikada bir kirlenen külotları yıkamaya yetişememiştim. Ama ikinci gün birkaç kaza hariç her şey yolunda gitti. Tablet bilgisayarı banyoya koyup tuvalet temalı şarkıları açıp biraz daha uzun oturtunca kakasını bile yaptı. Benim korkum en çok buydu çünkü bazen çocuklar bundan korktukları için kaka yapmayıp birkaç gün tutabiliyorlarmış.

Lazımlığı hiç kullanmadık tuvalet adaptörü almıştık hep klozete oturdu. Uzmanların görüşü de tuvalet adaptörlerinin kullanılması yönünde(bilgi) çünkü zaman zaman salona kadar getirilen lazımlık tuvaleti gelince tuvalete gitme alışkanlığının kazanılmasını geciktirebiliyormuş.

Başlarda 15 dakikada bir tuvalete götürdük sonra her gün süreyi kademeli olarak uzattık. Bugün bir haftamızı tamamladık. Şimdi 1,5-2 saat tuvaletimizi yapmadan parka bile gidip oynayabiliyoruz.

Ödül verme konusuna gelince, bu konuda farklı görüşler olabilir ama ben ödül taraftarıydım ve taraftarıyım. İlk günler her tuvalete yapıştan sonra bir küçük parça çikolata verdim. Bunu için minik minik paketlenmiş çikolatalar var kullanabilirsiniz. Sonraki günlerde arada bir verdim. Eğitimciler buna değişken aralıklı pekiştirme tarifesi der:) Şimdi gün içinde hiç ödül vermiyorum bazen onun aklına geliyor "Annne çukulata versene çişimi yaptığım içinn" diyor. Veriyorum, " Kakamı yaparsam iki tane di mi annecimmmm" diyor:)

Şimdilik gece uyuduktan sonra bezini bağlıyorum. Gece bir kez yapıyor uykusu ağır olduğu için henüz tuvalete götürmeyi başaramadım. Korkutmak da istemiyorum. Ama sabah kalkınca ilk çişini tuvalete yapıyor. Hatta ben hiç karışmıyorum kendisi "Anne çişimm" diyor.
Bizden şimdilik bu kadar...
Bu yolda tüm annelere sabır ve başarı dilerim.





2 Ağustos 2015 Pazar

TATİLLL

Güzel günler bizi bekler diyerek giriş yapmak istiyorum....
Ayrıntılar ilerleyen zamanlarda:)


Bu yaz Kabatepe-Özdere arası çifte tatil yapmış denize kuma güneşe doymuş olarak evimize döndük. Deniz ve güneş dinginleştiriyor insanı. Ankara bile gri görünmedi gözüme o derece:)

İrem kızım tatilin sonuna doğru biraz hastalandı. Ciddi bir şey değil ama burnu çeşme gibi akıyor, ilaç veriyorum. Onun dişinda keyfimiz yerinde. Bronzlaştık geldik. "Anne" diyor, "ben de senin gibi kahverengine dönmüşüm" :)

Şimdi bizi önemli işler bekliyor. Tuvalet eğitimine başlıyoruz. Bakalım neler olacak...Birkaç gün iyileşmesi için bekleyeceğiz tabi. Tuvalet eğitimiyle ilgili kitaplara bakıyorum. konuyla ilgili çocuk şarkılarını öğreniyorum:)
Ardından kreşe kayıt yaptıracağız. İrem kızım artık büyüdü. Bıcır bıcır arkadaşlarıyla oynasın. Hem benim etkinlik limitim de doldu yani:)

Önümüzdeki ay için işin  en zor kısmı zaten zar zor yemek yiyen kızıma tatilde kaybettiği yarım kiloyu geri aldırmaya çalışmak olacak:(

Bu kadar peşinde koştuğumuz halde nasıl oluyor da kilosu hep düşük? Biz peşinde koşmuyor olsaydık daha da mı zayıf olacaktı yoksa kendisi yemeyi öğrenir miydi? Bilemiyorum,  Bizim evin tatil dönüşü Sokrat Tartışması da bu!
Yeterince kendi haline bırakmayı beceremiyorum galiba. O kadar uzun süre yemiyor ki insanın içi el vermiyor.
Bu ara yemekle çok işimiz var çook...Bakalım göreceğiz...








Bu iki kare tatilde İrem"in bir günde en fazla zaman geçirdiği iki faaliyet!
Akşama kadar plajdaydık. Denize girmeyi o kadar seviyor ki kolluklarıyla yüzmeyi iki günde öğrendi. Artık küçük cadıyla yanyana yüzüyoruz.
Akşamları yemekten sonra ise en sevdiği şey dev satranç tahtasında oynamaktı. Bütün taşların ismini öğrendi. "Satranç çok güzel anne" diyor. Önce bütün taşları devirip sonra hepsini doğru yerine koymaca oynadı babasıyla hemen her akşam.
O taşları taşırken gösterdiği çaba da da takdire şayandi:) Haa bir de illa ki At'ın üstünde dıgıdık oynamak var , olmazsa olmaaaz!
Tatilimizin özeti böyle... Umarım artık daha sık yazarım. Kreşe de başlayınca kaydedilmesi gereken çok şey olacak.
Görüşmek üzere....