24 Mayıs 2013 Cuma

AH İSTANBUL..

İstanbul son günlerde çok rüzgarlı...İrem kızımı dışarı çıkarmadım 4 gündür evdeyiz. Nihayet yarın dedeme gidiyoruz...
Babamız bugün lodostan etkilenmiş başı ağrıdığı için erkenden uyudu. İrem de babasının kızı ya hemen onun arkasına yattı. Ben yalnız kaldım...Kendime bir mola çaldım, ne zamandır özlemişim. Bazen yalnız kalmaya da ihtiyaç duyuyor insan.
Bu akşam yalnız kalınca düşündüm. Ben ilk yazımı ne zaman yazmıştım diye..Bir Anneler Günü öncesiydi. Ortaokula gidiyordum(şimdinin 8. sınıfına denk geliyor olmalı). "Sana" markası "Yılın Annesi" yarışması düzenlemişti. Hala yapıyorlar mı bilmem. Benim gibi bir çocuğun mutlaka bu yarışmaya katılması gerekirdi. Neden mi? Annesi kendisine hamileyken bir üniversite öğrencisi olan bendeniz hala aile eşrafında "Biz seni elinde kitaplarınla doğarsın diye bekliyorduk" şeklinde anılırım:)))) Çok okurdum çok yazardım. Uzun bir ara vermiş olsam da en güzel zamanlarımı aktif olarak yazdığım zamanlar yaşadım. Eeee Balık burcuymuşum, hayat enerjim burda:))))) Neyse gelelim "Yılın Annnesi" yarışmasına, kazanamadım tabi ilk denemede olmaz böyle şeyler. Ama katılım için bir teşekkür belgesi göndermişlerdi ilerde çocuğuma gösteririm diye saklamıştım. "ilerde"ler ne çabuk ilerliyorlar değil mi...
Beni yakından  tanıyanlar bilirler "yazma ihtiyacı"mı...Bu blogu da aslında bu yüzden açtım. Önceleri ortaokul bitiminde okul değiştirip ayrılan arkadaşımla mektuplaşırdık. Düğünündeki en eski arkadaşı bendim tabi yıllar sonra. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı" misali mektuplar aşkına o da benim düğünümde gelin arabasını şöförüydü. Adettendir gelin arabası görünce yolda herkes şöyle bir bakar, bizim arabaya bir bakan bir daha bakardı " Aaaa şoför bayan" diye..:))))

Sonra eşime şiirler yazmaya başladım. O kadar çok yazdım o kadar çok yazdım ki bir arkadaşım şiir kitabı bastıralım diye Taksim'de bir yayınevine götürmek istedi beni. Gazeteden mi ne bulmuştuk adresini şimdi hatırlayamıyorum. En son adresi ücra köşelerde aradığımızı farkedip dönmüştük:)))))) 
Evlilikte 6. yılımızı doldurmak üzereyiz lakin 11 koca yılı birlikte devirdik, şiirler aşkına!!!!!
Şimdi de İrem kızıma yazıyorum. Onun yeri benden ötede...Muhtemelen o beni, benim annemi anladığım gibi "anne olunca" anlayacak...Sorumluluk alınca değil, o teşbihlere sığmayan duyguyu tadınca anlayacak!!!! Bunları o zaman okur. Şimdilik kendim için yazıyorum bu blogu, ilerde onun için yazmış olacağım.
Biz yeni bir hayata yelken açıyoruz. Bu günler biraz heyecan biraz vakit doldurmayla geçiyor. "Asker eşi olmak istediğine emin misin" demişti babam." Eminim baba"  Bak hala eminim:))) Zor mu? Sonuna kadaaaaaarrrrr!!!!!Afganistan'da 6 ay geçirmişim( Yok yok ben değil, ruhum) Beni hiiiiççç yalnız bırakmayan gerçek dostlarım oldu bu süreçte. Ailelerimiz her zaman yanımızda onlar ayrııı ama bir teşekkürü borç bildiğim insanlar var. Neredeyse her hafta cuma günleri ben yalnız kalmayayım diye bize kalmaya gelen kankim Bihter'e, aramızda hiçbir akrabalık bağı olmadan "kuziiii" deyip gerçekten kuzen kadar yakın olmuş olan Türkan ve Orçun Soyak çiftine, (Hicaz Makamı aşkına!!!! ) Aynı tozu yuttuğu için benim bir ihtiyacım olduğunda illa ki halleden Nesimi Kaplan'a (Eşim Afganistan'da çadırda kalırken "Bana nasıl olup da ulaşabiliyorsun hayret ediyorum"demişti.) Bir de, bir "devre" bu kadar mı candan olur dediğim Erhan Anbarcı'ya (ki beni her hafta bir ihtiyacın var mıdiye arardı) çok teşekkür ediyorum.

Ben İstanbul'da doğdum,İstanbul'da büyüdüm.Boğaz'dan başka deniz bilmem, hele denizsiz hiç duramam.Dur bir vapura binelim diyorum eşime Ankara'ya gitmeden,
sanki gelemezmişiz gibi İstabul'a...
Eminönü!ne gidelim diyorum.Mısır Çarşısı'na...
Kızım Üsküdar'da doğdu. Mimar Sinan'ın büyük aşkı Mihrimah Sultan Cami yakınlarında, büyük aşklar aşkına!!!!!
"İstanbul İstanbul olalı" çok yaşanmışlıklar gördü. Bizim yaşanmışlığımız bize İrem kızımızı getirdi. Şimdi İstikamet Ankara...Vatanın kalbi...
Seni çok özleyeceğiz zistanbul...
Uğurlar ola.....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder